“Şu dünyada benim ne büyük mutluluğum oldu! Ulm’e geldim, sonra gene gene geldim. Adım Fakir kimse aldanmasın. Çok varsılım. Çok iyi dostlarım, arkadaşlarım var. O yüzden varsılım... Bu dostların arkadaşların en süzmeleri Ulm’dedir. HDB'de bunların da en süzmeleri toplanmıştır. HDB'ye gök boncuklar asmak gerekir; nazar değmesin. Ulm HDB'ye emek veren emektarlar, gençler sönmesin. Onun yolu hep hep açık olsun.”
Fakir Baykurt
28.01.1996
1977'den Günümüze HDB:
Göçmen Dayanışmasının ve Kültürel Bağların Hikayesi
Bir Toplumun Kök Salma Hikayesi: HDB’nin Kuruluşu
1977 yılında, Almanya'ya göç eden bir grup insan, burada sadece geçici bir süre kalmayacaklarını hızla fark etti. O dönemde göçmenler genellikle "misafir işçi" olarak tanımlanıyor, bu da onların uzun vadeli bir yaşam kurma ihtimallerini gölgede bırakıyordu. Ancak bu insanlar, Almanya’nın yalnızca çalışıp para kazanılacak bir yer olmadığını; kök salacakları, toplumsal bağlar kuracakları ve aidiyet hissedecekleri bir yuva olması gerektiğini düşündüler. Bu bilinç, dayanışma ve ortak hedefler etrafında birleşen bir topluluğun oluşmasını sağladı. HDB'nin kurucuları, toplumsal entegrasyonu güçlendirmek, kültürel bağları korumak ve yeni bir toplum inşa etmek için harekete geçti. Onlar için "vatan," yalnızca doğdukları yer değil; dostluklar kurdukları, hayallerini gerçekleştirdikleri ve bir parçası oldukları yerdi. Bu anlayış, HDB’nin misyonunu ve değerlerini şekillendiren temel taşlardan biri oldu.
Misafirlikten Yurttaşlığa: Mücadeleyle İnşa Edilen Kimlik
Bir şehirde veya ülkede misafir olarak kalmak ile oranın bir parçası olmak arasındaki fark, HDB’nin kurucuları tarafından erkenden fark edilmişti. Ancak, misafirlikten "asli yurttaş" olmaya geçiş hiç kolay değildi. Dil engelleri, toplumsal önyargılar ve kültürel farklılıklar, bu süreci karmaşık hale getiriyordu. Buna rağmen, ilk nesil göçmenler, büyük bir azimle bu engelleri aşmayı başardılar. Yeni nesiller için sağlam bir temel oluşturmak adına mücadele ederken, topluluklarına umut ve dayanışma aşılamayı da başardılar. HDB’nin kurucuları, topluluklarının sosyal, kültürel ve ekonomik hayatta kendilerine yer açmalarını sağlamak amacıyla çeşitli projeler geliştirdi. Bu projelerden biri, 1983 yılında düzenlenmeye başlanan ve kültürel bağları güçlendiren “Türkiye Haftaları” oldu.
Türkiye Haftaları: Kültürel Diyalog ve Dayanışmanın Güçlenmesi
1983 yılından itibaren düzenlenmeye başlanan Türkiye Haftaları, HDB’nin en önemli projelerinden biri haline geldi. Bu etkinlikler, Türk toplumunun kültürel kimliklerini korumasına yardımcı olmakla kalmadı; aynı zamanda Türk ve Alman toplumları arasında köprüler kurdu. Türkiye Haftaları kapsamında düzenlenen konserler, tiyatro oyunları, sergiler, sinema gösterimleri, siyasi paneller ve tartışma programları, iki toplumun birbirini daha yakından tanımasına ve anlamasına olanak sağladı. Bu etkinlikler, sadece Türk göçmenler için değil, Alman toplumu için de bir kültürel diyalog fırsatı sundu. Etkinlikler sayesinde, Türk göçmenlerin kendi kültürel miraslarını yeni nesillere aktarmaları sağlanırken, aynı zamanda Alman toplumuyla bağları güçlendiren bir platform oluşturuldu. Türkiye Haftaları, kültürün ve sanatın evrensel dilini kullanarak toplumlar arasındaki dayanışma ruhunu pekiştiren bir sembol haline geldi.
Umutspor ve FC Birumut: Sporun Birleştirici Gücü
HDB’nin toplumsal dayanışmayı güçlendirmek için attığı bir diğer önemli adım, sporun birleştirici gücünden faydalanmaktı. 1982 yılında kurulan Umutspor Futbol Kulübü, 1989’da adını FC Birumut olarak değiştirerek amatör liglerde faaliyet göstermeye başladı. FC Birumut, yalnızca bir futbol kulübü olmaktan çok daha fazlasını temsil ediyordu. Göçmen gençlere spor aracılığıyla bir araya gelme, dayanışma ve aidiyet hissetme fırsatı sundu. Futbol, farklı kültürlerden gelen gençlerin ortak bir dil kullanarak ilişkiler kurmasına ve birlikte uyum içinde yaşamasına olanak sağladı. Kulüp, hem gençlere sağlıklı bir yaşam tarzı kazandırdı hem de Türk-Alman toplumu arasındaki sosyal bağların güçlenmesine katkı sağladı. FC Birumut, göçmen toplumunun yalnızca spor sahalarında değil, sosyal ve kültürel yaşamda da güçlü bir temsilci haline geldi. Kulüp, göçmenlerin entegrasyonu ve toplumsal uyumun sağlanması açısından bir örnek teşkil etti.
HDB’nin 47 Yıllık Başarısı
HDB, 47 yıl boyunca yalnızca bir organizasyon olarak değil, aynı zamanda toplumsal dayanışmanın, kültürel aidiyetin ve hak mücadelesinin sembolü olarak varlık gösterdi. İlk kuşağın zorlu mücadeleleri, ikinci ve üçüncü kuşaklara umut ışığı oldu. HDB, topluluklar arasında köprüler kurarak, kültürel çeşitliliğin kutlandığı ve toplumsal uyumun güçlendiği bir ortam yarattı. Bugün HDB, sadece geçmişteki başarılarıyla değil, geleceğe dair umut dolu vizyonuyla da örnek teşkil ediyor. Türkiye Haftaları, FC Birumut ve diğer projelerle göçmen topluluklarına yol gösteren bir kurum olarak, Almanya’daki Türk toplumu için güçlü bir dayanak noktası olmayı sürdürüyor. HDB’nin hikayesi, sadece bir göçmen topluluğunun mücadelesi değil; aynı zamanda kültürler arası diyalog, dayanışma ve birlikte yaşama arzusunun bir yansımasıdır. Geçmişten aldığı güçle geleceğe ilerleyen HDB, göçmen toplumlarının yalnızca var olmayı değil, aynı zamanda gelişmeyi ve dönüştürmeyi başardığının bir kanıtıdır.


